III. Ulusal Sinema ve Felsefe Sempozyumu, 4-6 Aralık 2020.

Sinema-Mimarlık Etkileşiminde Bernard Tschumi Mimari Tasarım Yaklaşımı

Sinema, iki boyutlu bir düzlemde kamera aygıtının hareketiyle, aktörlerin, nesnelerin, ışığın, mekânın araçsallığında  öyküleri, anlamları, mesajları olay görüntüsü üzerinden anlatmayı başarır.  Mimarlık bu film motiflerini, mimarlık diline çevirdiğinde bir tasarım manifestosu ortaya koyabilir mi? Bu soruya cevabı Bernard Tschumi mimarlığında buluruz. Bu çalışmada sinema mimarlık arayüzünde Bernard Tschumi mimari tasarım manifestosu farklı bina tasarımları üzerinden tartışılacaktır.

Tschumi’ye göre sinema; zaman ekseninde geriye dönüşler, çaprazlamalar, atlamalar, çözünmeler, dağıtmalar ve diğer düzenleme araçları ile  mimarinin zaman ve mekân doğasına zengin bir analoji seti sağlamıştır. Bu set yaşam senaryosu olup senaryo kavramının sinematografik denkliği Tschumi tasarımında “olay mimarlığı” (event-architecture) olarak karşımıza çıkar. “Eylem”, “olay” ve “gündelik yaşantı”nın farklı ve beklenmedik bir şekilde kesişmesi, tasarımcılara dinamik bir bakış açısı sağlamakla birlikte, sinematografik dinamikleri olan yeni bir mimarlık da tanımlamaktadır.Tschumi mimarların, insan yaşamına dokunduğunu ifade ederken aslında filmlere atıfla yeni deneyimler, karşılaşmalar, olaylar ve anlamları yaratan diyalog mekanları kasteder.

Sinematografinin dinamikleri Bernard Tschumi tarafından insan hareketi, aktivite ile hareketin vektörel anlatısına dönüştürülür. Rastlantısal buluşmalar insan hareketinin boşluktaki vektörel izdüşümleri ile mekânın sınırlarını ve yapısını tanımlar.  Vektör Tschumi’ye göre, insanların yapı içindeki hareketini ve bu hareketin yönünü ifade eden akıştır. Akış ve vektörler “in between “diye adlandırılan potansiyel mekanların kesişimlerini yaratan genellikle birbirinin üzerinde konumlanmıştır. Sinematografik deneyim fiziksel mekânda  Tschumi’nin kompozisyon veya metin kurumuna benzer bir kurgu ile olay mimarlığını üretirken mimari programı da yeniden tanımlar. Olay yoksa mimarlık yoktur. Üstelik mimarlığın kendini var eden program beklentisi sosyal davranış ve  alışkanlıklarla beklenmedik eylemlere ve dolayısıyla belirsizliğe yol açar. Mimarlık disiplininde işlev, program, kullanıcı, strüktür merkezinde konumlanan tasarım yaklaşımı senaryoya kayar. Olayın içindeki plansızlık ve dinamiklik rastlantısal buluşmalarla mekânı tanımlar. Tschumi’nin yeni mimarlığında bağlam dahil hiçbir şey değişmez bir gerçek değildir. İzleyicinin, birbirini takip eden iki çekimlik bir sekanstan, tek bir çekime oranla daha fazla anlam çıkardığını kanıtlayan zihinsel bir fenomene işaret eden Kuleshov etkisinden hareketle Tschumi, içeriği ne olursa olsun hiçbir mimari tasarımın bir boşlukta olmadığına, tasarımlara bağlamın anlam kazandırdığına işaret etmiştir. Bu çalışmada sinematografik dinamikler ile mimarlık Bernard Tschumi’nin mimari tasarım projeleri üzerinden okunacaktır.